NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
19 - (1624) حدثنا
أحمد بن
عبدالله بن
يونس. حدثنا
زهير. حدثنا
أبو الزبير عن
جابر. قال:
قالت
إمرأة بشير:
انحل ابني
غلامك، واشهد
لي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فأتى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال: إن
ابنة فلان
سألتني أن
انحل ابنها
غلامي. وقالت:
أشهد لي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فقال (أله
إخوة؟) قال:
نعم. قال
(أفكلهم أعطيت
مثل ما
أعطيته؟) قال:
لا. قال (فليس
يصلح هذا.
وإني لا أشهد
إلا على حق).
[ش
(انحل ابني
غلامك) أي
أعطه إياه،
وهبه له].
{19}
Bize Ahmed b. Abdillâh
b. Yûnus rivayet etti. (Dediki): Bize Zübeyr rivayet etti. (Dediki): Bize
Ebu'z-Zübeyr, Câbir'den naklen rivayette bulundu. (Dediki):
Beşîr'in karısı; Oğluma
köleni bağışla, hem bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şâhîd
getir, demiş. Bunun üzerine Beşîr Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
gelerek şunları söylemiş: Filânın kızı benden, oğluna kölemi bağışlamamı istedi
ve: Bana Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i şâhid yap, dedi. Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Bu çocuğun kardeşleri
var mı?» diye sormuş. Beşîr: Evet, demiş.
«Buna verdiğinin mislini
onların hepsine verdin mi?» buyurmuş. Hayır, cevâbını alınca :
«Bu iş yaramaz; ben
ancak hak üzerine şâhid olurum!» buyurmuşlar.
İzah:
Nu'mân hadîsini Buhâri
«Hibe» ve «Şehâdât» bahislerinde; Ebû Dâvûd «Buyû'»da; Tirmizî ile İbni Mâce
Ahkâm»da; Nesâî «Nihal» ve «Kaza» bahislerinde muhtelif râvilerden tahrîc
etmişlerdir.
Hz. Nu'man'ın babası
Beşîr b. Sa'd, annesi de meşhur sahâbî Abdullah b. Ravâha'nın kız kardeşi Amra
binti Ravâha'dır.
Hadîsin buradaki
rivayetlerinin bâzısında Hz. Nu'man'a babasının bir köle bağışladığı, bâzısında
da malının bir kısmını verdiği bildiriliyor. Bu bir kısımdan murâd da köle
olabilirse de Taberâni ile îbni Hibbân'ıin Şa'bî'den rivayet ettikleri bir
hadîste şöyle denilmektedir:
«Nu'mân Kûfe'de hutbe
îrâd ederek dedi ki: Babam Beşîr b. Sa'd, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
gelerek şunları söylemiş: (Karım) Amra binti Ravâha bir oğlan doğurdu; adını
Nu'mân koydum. Bu kadın Çocuğa en iyi malımdan bir bahçeği vermedikçe onu
büyütmeye razı olmuyor. Bana: Bu işe Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'i
şâhid yap, dedi...
Bundan anlaşıldığına
göre bağışlanan mal köle değil bahçedir. Fakat îbni Hibbân bu iki rivayeti ayrı
ayrı iki vak'aya hamlederek aralarını bulmuştur. Şöyle ki: Nu'mân (Radiyallahu
anh) doğduğu zaman kendisine bir bahçe verilmiş; büyüdükten sonra da köle
bağışlanmıştır. Bâzıları bu tevcihe i'tirâz ederek: «Beşir b. Sa'd gibi büyük
bir zât nasıl olur da aynı meseleyi unutarak ikinci defa Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e sorar.» demişlerse de Aynî bunda asla şaşacak bir şey
olmadığını, dünya düşünceleriyle âhiret tasalarının insana birçok şeyleri
unutturabileceğini söylemiş; insan sözünün unutmak mânâsına gelen nisyândan
alındığını söyleyenler bulunduğunu hatırlatmıştır.
Yine rivâyet'erin
birinde Hz. Nu'man'ın: «Babam elimden tuttu; ben o zaman çocuktum...» dediği;
diğerinde İse: «Babam beni kucağına alarak Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e
götürdü» şeklinde beyanda bulunduğu görülüyor. Aynî bu iki rivayetin arasını
bulmuş ve : «Yolun btr kısmında babası kolundan tutmuş; küçük olduğu için bir
kısmında da kucağına almıştır.» demiştir.